25 Nisan 2015 Cumartesi

9. Sınıf Dil ve Anlatım Cevapları ADA Yayınevi SAYFA 152-153-154

ANLAMA-YORUMLAMA
Türk Edebiyatı İçinde Aşık Edebiyatının Yeri adlı metin
a) Paragrafın konusu "Türk edebiyatının tarihi gelişimi"dir.
b) Paragrafın anlam bütünlüğü kelime grubu ve cümlelerin aynı düşünce etrafında birleşerek bir bütünlük oluşturmasıyla sağlanmıştır.
c)Yukarıdaki paragrafta metnin anlamı dışında olan cümle "Bu dönem ozanları beş divan yazarak 'hamse'lerini oluşturmuşlardır." cümlesidir. Çünkü önceki cümle halk edebiyatının özelliğini yansıtırken bu cümle ise divan edebiyatının bir özelliğini anlatan cümledir ve bağlamla ilişkili değildir.

DEĞERLENDİRME
1. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlere uygun kelimeleri yazınız.

·         Bir paragraf KELİME,  KELİME GRUBU tek cümle veya birden fazla cümleden oluşur. 
·         CÜMLE, bir metnin birimidir.
·         Paragrafta birimler YAPI VE ANLAM etrafında birlik oluşturur.

2. (I) “İnsan ölümsüzdür, bütün yaratıklar arasında yalnız onun tükenmez bir sesi olduğu için değil gönlü olduğu için ruhunda şefkat ve fedakârlık, sabır ve dayanma gücü bulunduğu için. (II) Şairin ve ya­zarın ödevi işte bunları yazmaktır. (III) İnsanın gönlünü yükseklere çıkartmak ve ona geçmişinin zaferi ve şanı olan mertliği ve onuru, umut ve vakarı, merhamet, acıma ve feragati hatırlatarak dayanma ve kalımlı olma çabasında insana yardımcı olmak sanatçıya vergidir. (IV) Fakat başından geçeni hikâye etmek bun­lardan biri değildir. (V) Şairin sesi, sadece insanı yansıtmakla yetinmemelidir; o ses, insanın hem kalımlı olmasına hem hüküm sürmesine yardım eden desteklerden, direklerden biri olabilmelidir."
William FAULKNER (Vilgım Falkner)
Yukarıdaki paragrafta hangi cümle bağlamın dışında bir öğedir?
A.    I B. II C. III D. IV E. V

CEVAP: D

3. Kalabalık karşısında konuşmak bana göre değil. En bildiğim konularda bile ne diyeceğimi şaşırıyo­rum. Sandalyeler dizilmiş, dinleyiciler bekliyor. Sen çıkacaksın karşındakileri bir saat, yarım saat oyalaya­caksın. Sıkmadan, bıktırmadan... Hep kaçarım böyle durumlardan. Bu kez yapamadım. Bakırköy Kültür Kolejinde “Edebiyat Üzerine’' bir konuşma yaptım. Yazmıştım diyeceklerimi. Bıraktım kâğıdı, sıkılıyor kişi kâğıdı okurken dinleyenler de sıkılır diye düşünüyor, sıkıntısı daha da artıyor!
Oktay AKBAL
Yukarıdaki paragrafa en uygun olacak başlığı söyleyiniz.

CEVAP:Bu paragrafa konabilecek en uygun başlıklar aşağıda verilmiştir.
KONUŞMA
KONUŞMAK
ETKİLİ KONUŞMA
DOĞAL KONUŞMA

4. Gözlemlerden, yaşantılardan yola çıkıp çok başarılı olmuş sanatçılar vardır ama aynı yöntemle yazmasına karşın başarılı olamamış, hiçbir iz bırakmamış sanatçılar da çoktur. Örneğin; Balzac, hiç evlen­memiş, babalık zevkini tatmamış ama dünyanın en canlı babası Goriot Baba'yı yaratmıştır. Öte yandan bütün yapıtlarını okuduğum Panait Istrati, yaşantısından, gözlemlerinden yola çıktığı hâlde çoktan eskimiş­tir. Bu örneklerden çıkarılacak sonuç,
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
A. edebiyatçının anlattıklarını yaşamış olmasının değil, okura yaşatmasının önemli olduğudur.
B. başarılı romanlar yazabilmenin ilk koşulu, yazarın, anlattıklarına tanık olmasıdır.
C. her romanın, konusuna özgü bir yazma yöntemi gerektirdiğidir.
D. romandaki başarının sanatçının kişilik yapısına bağlı olduğudur.
E. kimi romanlardaki başarısızlığın birçok nedene bağlanabileceğidir.
(ÖSS - 2003)

CEVAP: A

5. Namık Kemal'den Türk dünyasının beklediği şiir değil, nesirdi. Edebiyatımızın dünyalılaşması, dış gerçeğin varlığına inanması gerekiyordu. İşte bu zorunluluğa uyduğu için Namık Kemal'e bütün bir kuşak dört elle sarıldı, sözlerini bilgelik bildi ve ezberledi. Namık Kemal’in manzumeleri şiir ihtiyacımızı değil, nesir ihtiyacımızı karşılıyordu. Ama Namık Kemal bize kendisini şair ve nesrini şiir olarak sundu. Yazıları kadar, romanları kadar belki bunlardan daha fazla “nesir” olan “Vatan Kasidesi’ni şiir diye ortaya koydu ve böylece edebiyatımızda “manzum nesir” diyebileceğimiz bir dönem başladı. Yüzyıllarca öz şiiri yaşayan
aruz, öz nesirle doldu. Hamit, Akif, Fikret gibi çok yazan sanatçılarımız bu yanlış anlamayı sürdürmekle hem kendilerini hem taklitçilerini hem de bizi boş yere yordular. Dünyadan, insan gerçeğinden, doğadan konuşmakta hakları vardı ama bunları “manzum” olarak konuşmanın ne gereği vardı?
Bu parçaya konulabilecek en uygun başlık aşağıdakilerden hangisidir?
A. Namık Kemal
B. Manzum Nesir ve Namık Kemal
C. Öz Nesir
D. Manzum ve Mensur
E. Namık Kemal ve Edebiyat

CEVAP: B

6. (I) Bütün Eski Türk edebiyatına bu görüş hakimdir. (II) Dinî inançları tam olan eski insan, öldük­ten sonra öbür dünyada ebedi saadet ve huzura kavuşacağından emindi. (III) Türk edebiyatında ölüm üzerinde düşünme ve ölüme karşı isyan, Abdülhak Hamit'le başlar. “Makber" şairinin ölüm karşısında almış olduğu tavır, zaman zaman eski görüşe dönmekle beraber yenidir. (IV) İlk eserlerinden biri olan “Garam”dan itibaren, Hamit, hayat karşısında âdeta bir Hamlet tavrı takınır. (V) Birçok konu gibi ölümü de felsefi bir problem hâline getirir. (VI) “Makber”in imla işaretleri bile bu hususta bir fikir vermeye yeter. (VII) Zira ölüm ebedî sevgiliye kavuşmadır. (VIII) Soru ve nidalarla dolu olan bu eser, yazarının sadece ölüm bahsinde değil, onunla ilgili ruh, ahiret, Tanrı, hayatın manası gibi meselelerde de inançlarının temelinden sarsıldığını açıkça gösterir.
Yukarıdaki paragrafta anlatımın akışını bozan cümleyi belirtiniz.

Yukarıdaki paragrafta VII numaralı cümle anlatımın akışını bozuyor. Önceki cümlelerde Makber şiirinde ölümün bir problem olarak ele alındığı söylenirken VII. cümlede ölümün ebedi sevgiliye kavuşma olarak ele alınması uyumsuzluk göstermektedir.

7. (I) Romancı, romanını yazarken kendi yaşamından da başkalarının yaşamından da yararlana­bilir. (II) Ama romanını salt kendi yaşamına dayandırmaya kalkışırsa gündelik yaşamın ayrıntılarıyla kurmaca dünyanın, bir başka deyişle romanın kuralları çatışır. (III) Bu çatışma yüzünden kurguda başarı sağlanamaz. (IV) Yazarına ne kadar ilginç ne kadar vazgeçilmez gelirse gelsin, roman, okuru ilgilendir­meyen bir yığın ayrıntıyla dolar. (V) Günlük yaşamın ayrıntılarıyla kurmaca dünyanın ayrıntıları birbirine benzemez. (VI) Kurmaca dünya ile ilgili ayrıntıların o dünya içinde belirli işlevleri vardır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra düşüncenin akışına göre “Oysa gün­delik yaşam, işlevsel olmayan ayrıntılarla doludur.” cümlesi getirilebilir?
A. I B. II C. IV D. V E. VI
(LYS - 2010)

CEVAP: E

8. Yazarın kendisi değil, seçtiği anlatıcılar kurmaca dünyada yaşar. Anlatıcıların her biri de diğer kahramanlar gibi yazarın yarattığı kurmaca dünyanın dışına çıkamazlar. Ne var ki Bu yüzden kur­guladığı bir romanda kahramanlan ile özdeşleştirilen veya kurgu olan bir olayın gerçekleşmiş gibi kabul edilmesinden yakınan birçok yazar vardır. Umberto Eco (Umberto Eko)’nun bir okurunun, yazarın an­lattığı sokakta çıkan yangını göremeyişine kızması. Genç Werther (Verther)’in Acıları’nda anlatılanların yaşanmış gibi algılanmasının intihar oranını artırması, okurların edebiyattan nasıl etkilendiklerinin bir göstergesidir. Bu tür olaylar, “Edebiyat nedir ve yaşamı nasıl etkilemektedir?” sorusuna verilecek birçok yanıt olduğunun kanıtıdır.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A. çoğu okurun dünyasında, gerçek ve kurmaca kavramları, ayrılmayacak kadar birbirine girmiştir.
B. edebiyatın, insandan çıkıp yine insana dönen bir yaratıcı yazı etkinliği olduğu unutulmamalıdır.
C. anlatıcı, kişisel olmayan, evrensel değerleri göstermeye çalışmalıdır.
D. yazarların yapıtları, yaşamlarından bağımsız düşünülmelidir.
E. ünlü yazarların, hep dikkate değer konuları ele alacağı yönünde yaygın bir kanı vardır.
(LYS - 2010)


CEVAP: A

DİL VE ANLATIM KİTABI CEVAPLARI ADA YAYINLARI 12-89. SAYFALAR


9. Sınıf Dil ve Anlatım Cevapları  ADA Yayınevi  89. ve Sonraki Sayfalar İçin TIKLAYIN

1 yorum: