1. Son zamanlarda
yerli Türk dizileri aldı başını gidiyor. Hangi kanalı açsam mutlaka bunlardan
birine yakalanıyorum. Sayıları o kadar çok ki... Ama gel gör ki birçoğu fotokopiyle
çoğaltılmış gibi. Belki de bu yüzden bana bu kadar soğuk ve itici geliyor
bu diziler. Bu parçada altı çizili sözün yerine aşağıdakilerden
hangisi getirilemez?
A)özgünlükten çok uzak. B)yeni bir şey söylemiyor. C)tornadan çıkmış gibi. D)birbirinden çok kopuk.
E)âdeta
birbirinin benzeri.
2. Montaigne, yalnızlık
üzerine bir denemesinde bir dükkândan söz eder. Gündelik yaşamın
gürültüleriyle dolu bir dükkân... Biz de bu dükkânda bir müşteriden diğerine
koşan bir dükkân sahibi. Peki, yalnızca bu telaşlı yaşam, bu dükkân bizim
mutluluğumuz olabilir mi? Hayır! Çünkü dükkânın arkasında bize ait, küçük bir
odamız olmalı. Zaman zaman oraya sığınmalı, gerçek özgürlüğümüze o kısa
aralıklarda orada kavuşmalıyız. Bu
parçada altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A)Günün yorgunluğunu atmak için zaman ayırmak B)Bütün sıkıntılardan uzaklaşmak için
insanlardan uzak durmak C)Para kazanmanın
yaşamdaki en önemli şey olmadığını bilmek D)Yaşamın telaşından uzak zamanlar ayırmak E)Çalışmayı yaşamın amacı olmaktan çıkarmak
3. Türk romanlarındaki
birçok karakterden etkilenmişimde. Ancak bunlardan biri var ki onu hep ayrı
bir yere koymuşumdur: ince Memet. Neden mi? Çünkü o, Türk masallarında devlerle
dövüşen yiğitlerden tutun da Odessia'ya, Spartacus'tan Köroğlu'na kadar cesaret
ve dürüstlüğüyle anılan pek çok kahramanın hepsinin ruhundan birer nefes
almış gibidir.
Altı çizili sözün yerine a.h.
getirilirse parçanın anlamında bir değişiklik olmaz? A)birçoğundan daha inandırıcıdır sanırım. B)her birinden birer parça taşır sanki. C)hiçbiriyle benzerlik göstermiyor gibidir. D)pek çoğunu bize unutturacak kadar
etkileyicidir. E)hepsinin önemini bize
bir bir hatırlatıyor galiba.
4. Madame Bovary, yüz yıl
önce de büyük bir zevkle okunmuş, günümüzde de aynı zevk ve heyecanla
okunmakta. Bu cümleden yola
çıkarak sanat yapıtıyla ilgili olarak aşağıdaki genellemelerden hangisine
ulaşılabilir? A)Bir sanat yapıtının
değeri, sadece çağında beğenilmesine değil, geleceğe kalmasına da bağlıdır.
B)Gerçek sanat yapıtları, zevk ve heyecan
veren yapıtlardır. C)Sanatçıyı ölümsüz kılan,
toplumsal konulan ve gerçekleri olduğu gibi yansıtmasıdır.
D)Kendi çağında çok okunan bir yapıtın,
gelecekte de okunacağı bilinen bir gerçektir. E)Kimi sanatçıların değeri, kendi çağında da
kendinden sonra da anlaşılamamıştır.
5. (I) Genellikle hikâyeler
üzerinde çalışan ve eleştiriler yazan biriydi. (II) Bu işin çok ağır bir
sorumluluk taşıdığını çok iyi biliyordu (III) Bu sorumluluk bilinciyle ele aldığı
yapıtı, kılı kırk yararak incelerdi. (IV) Çünkü eleştirmenlik, dünyanın en zor
işlerinden biriydi. (V) Belki de bu yüzden kırk ölçüp bir biçiyordu.
Bu parçadaki numaralı
cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik yönünden diğerlerinden farklıdır?
A) I.
B) II. C)
III. D)
IV. E) V.
6. (I) Ben ortaoyunun
kurallarına göre ve onun temel esprisine uygun oynarım. (II) Yıllarca buna
göre oynadım ve her zaman böyle oynanması gerektiğine inanırım. (III) Bu sanata
daha sonra yeniyetme birtakım gençler de heves etti. (IV) Heves etmeleri güzel
de bazı gerçekleri görmezden gelmeleri bağışlanır gibi değil. (V) Bunlar bu
alandaki ustaları izlemeden, bir disiplinden, sanat süzgecinden geçmeden
ortaoyunu diye uydurma şeyler sergilemeye başladılar. (VI) Bu da yetmiyormuş
gibi eski ustaları yererek bu alanda kendi kendilerini göklere
çıkarıyorlar.
Bu parçada numaralanmış
cümlelerin hangisinden başlanarak genç ortaoyuncularla ilgili olumsuz yargılar
dile getirilmiştir?
A) I.
B)II C)III.
D) IV.
E) V.
7. Aşağıdaki
sorulardan hangisinin yanıtı, bir "gerekçe" içermektedir?
A) -
Biyografik çalışmalarda tarihsel belgelerden yararlanır mısınız?
- Evet, birtakım gerçekleri
aydınlatmak için belgelere yer veririm.
B) - Sanatçının yaşamına ilişkin bilgileri
öğrenmek için hangi kaynaklara ağırlık verirsiniz?
-Genellikle
sanatçının yaşadığı mekânları ve onu tanıyanları tercih ederim.
C) - Biyografik çalışmalarınızda daha önceki
yazılı kaynaklar sizin işinizi ne ölçüde kolaylaştırıyor?
-Bana öncelikle zaman kazandırıyor.
D) - Türk edebiyatındaki biyografik çalışmaların
bilimsel olduğunu söyleyebilir misiniz?
-Batılılarla boy ölçüşebilecek düzeyde olmasa bile meraklıları
için iyi bir kaynak olduğu kesin.
E) -
Biyografi alanında çalışmaya yeni başlayanlara neler öneriyorsunuz?
-Her şeyden önce bu işe dört elle sarılmalarını ve saha
çalışmalarında asla yılgınlık göstermemelerini öneririm.
8. Yarattığı dünyanın
kapılarını kimselere açmayan ve kendi fildişi kulesine çekilen bir yazarın,
......
Bu cümle anlam akışına göre
aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanabilir?
A)derdine
hiç kimse derman olamaz, onu bu durumdan kurtaramaz.
B)içinde
yaşadığı toplumu, düşündüklerini ve hissettiklerini anlamamakla suçlaması
bağlanamaz.
C)kendi
okurlarına karşı çok büyük sorumlulukları var demektir.
D)artık
ununu eleyip eleğini duvara astığını söyleyemeyiz.
E)edebiyat
çevrelerinde dedikodu malzemesi olması kaçınılmazdır.
9. On yıl var ayrıyım Kınadağı'ndan
Baba ocağından, yar kucağından
Bir çiçek dermeden sevgi bağından
Huduttan hududa atılmışım ben
Bu dörtlükte
aşağıdaki ses olaylarından hangisi yoktur?
A)Ünsüz benzeşmesi
B)Ünlü düşmesi
C)Ünsüz yumuşaması
D)Kaynaştırma ünsüzü
E)Ünsüz türemesi
10.Yeni
edebiyat anlayışı, aynı zaman da (I) kuralları çok önceden belirlenen, katı
toplumsalcı edebiyata duyulan tepkinin birazda (II) öfkeyle ortaya konmasıydı.
Bu doğal tepkide (III) haklılık payı da (IV) vardı. Çünkü bütün dünyada
(V) köhnemiş kurallar bir yana bırakılırken bizde hâlâ nedense baş tacı
ediliyordu.
Bu parçadaki
numaralı yerlerden hangilerinde yazım yanlışı yapılmıştır?
A) I. ve
II.
B) II. ve III. C) III. ve IV.
D) IV. ve V. E) III. ve V.
11. Nedir
bir şiiri güzel kılan ? (I) Dile yeni bir biçim verilmesi değil mi ? (II) Ahmet
Muhip Dıranas da dile alışılmadık bir biçim verir şiirlerinde : (III)
Bildiğimiz sözcüklerden, bilmediğimiz bir hayal ve düşünce dünyası yaratır .
(IV) Dıranas bu mucizeli işi, şiirin klasik araçları olan ölçü ve uyağa
dayanarak yapar . (V)
Bu parçadaki numaralanmış
noktalama işaretlerinden hangisi yanlış kullanılmıştır?
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV. E) V.
12. Her ulus kendi dilini
edebiyatta kullanmaya şiirle başlamıştır ( ) Şiirin öncelikle duyguları
anlattığı kabul edilirse bu çok doğal karşılanmalı ( ) Kabul etmek gerekir
duygular ve coşkular özel ( ) düşünceler ( ) doğrular ise geneldir.
Bu parçada parantezle belirtilen
yerlere sırasıyla aşağıda verilen noktalama işaretlerinden hangileri
getirilmelidir?
A) (,) (;) (;) (,)
B) (.) (.) (:) (.)
C) (:) (;) (;) (,) D)
(.) (.) (;) (,) E) (.) (.) (,) (,)
13. Berthold Brecht,
bir sanat yapıtının biçimi, içeriğinin tümüyle düzenlenmesinden başka bir şey
değildir, diyor.
Bu cümlenin öğelerinin
sıralanışı aşağıdakilerden hangisinde doğru verilmiştir?
A)Özne,
Belirtili Nesne, Zart Tümleci, Yüklem
B)Özne,
Dolaylı Tümleç, Yüklem
C)Belirtisiz
Nesne, Özne, Yüklem
D)Özne,
Zarf Tümleci, Yüklem
E)Özne,
Belirtisiz Nesne, Yüklem
14. Öldük ölümden bir
şeyler umarak(I)
Bir büyük boşlukta(II)bozuldu
büyü
Nasıl hatırlamazsın(III)o
türküyü
Gök parçası(IV), dal
demeti, kuş tüyü
Alıştığımız bir şeydi yaşamak (V)
Bu dizelerde numaralanmış
sözcüklerden hangisi yapı bakımından diğerlerinden farklıdır?
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
15. Halk edebiyatı
insanlığın binlerce yıllık geçmişinden izler taşır, ilkel yönleri ağır bastığı
için insanın daha çok doğal yönlerine seslenir, insanın doğal ve ortak duygularını
işleyen bu edebiyattan hemen her insanın etkilenmesi kaçınılmazdır. Çünkü
insan ne denli yetkinleşirse yetkinleşsin, ilkel ve doğal niteliklerinden
büsbütün sıyrılamaz.
Bu parçada geçen aşağıdaki
eylemsilerden hangisi türce diğerlerinden farklıdır?
A)
geçmişinden B)
bastığı C) işleyen
D) etkilenmesi E) kaçınılmazdır
16. (I) Devasa
pırlantadan yapılmış büyük bir heykel gibidir yaşam. (II) Onun çok değerli
olduğunu, biliyorum; ama taşımak bazen zor geliyor bana. (III) Nedense kederlerim
yaşamımın anlamını oluşturdu hep. (IV) Neşemi bile kederlerime borçlu olduğumu
bilmiyor değilim aslında. (V) Yani daha doğarken o sahipsiz, nedensiz, esmer
tenime kederlerim bir dövme gibi işlenmiş.
Bu parçayla
ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A)I. cümle, devrik bir cümledir.
B)II. sıralı bağlı cümledir.
C)III. cümle devrik eylem cümlesidir.
D)IV. cümle anlamca olumsuz cümledir.
E)V. cümle bileşik eylem cümlesidir.
17. Aşağıdaki
cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A)Günümüz
romancılarının birçoğu gerçeklik konusuna alışılmıştan farklı yaklaşıyor.
B)Öykü
yazarları 1980 yıllarında kendilerine yeni bir yol çizdiler.
C)Şiirin
kendine özgü bir anlatımı ve yorumu vardır.
D)Onun
yazılarını her okuyuşumda onlardan yeni bir tat alırım.
E)Deneme
yazarı yazarken izlenim verir kendisiyle konuşur gibi.
18. Aşağıdaki cümlelerin
hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır
A)Yetkililerden
biri, birkaç saat sonra konuyla ilgili bir açıklama yaptı.
B)Ay,
Dünya'nın çevresini yaklaşık otuz günde dolaşır.
C)Bu
kitap, ilginç bir konuyu ele aldığı için çok tutuldu.
D)Yazma,
yazarı yaşama bağlayan düşsel bir yolculuktur.
E)Bu
küçük köy, bir dağın yamacına kurulmuştu.
19. Erzurum'da sıcaklık, kimi zaman eksi otuza,
hatta eksi yirmiye düşerdi.
Bu cümledeki
anlatım bozukluğunun nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A)Sözcüğün yanlış yerde kullanılması
B)Tamlama yanlışlığı
C)Çelişen sözcüklere yer verilmesi
D)Özne-yüklem uyuşmazlığı
E)Mantıksal tutarsızlık
20. Doğal
destanlarda gerçek ve olağanüstü olaylar genellikle iç içedir. Sözgelimi Oğuz
Kağan destanında Oğuz'un bir canavarı öldürmesi gerçeğe uygun bir olaydır.
Destanın daha sonraki bölümlerinde Oğuz göktanrıya yalvarırken gökten bir
ışığın düşmesi, o ışığın içinden çıkan güzel bir kızın onunla evlenmesi ise
gerçekdışıdır.
Bu parçanın
anlatımında aşağıdakilerin hangisinden yararlanılmıştır?
A)Tartışma - karşılaştırma
B)Açıklama - tanık gösterme
C)Öyküleme - tanımlama
D)Açıklama - örnekleme
E)Tartışma – somutlama
21. (I)
İnsanlık tarihinin ilk yazılı metni hangisiydi, neydi acaba? (II) Kazı alanına
dalan yeni yetme bir arkeoloğun hevesiyle bunu araştırmaya koyuldum. (III)
Destanın daha ilk sayfalarında ayırdına vardım ki Kral Gılgamış, aslında başka
bir kahramanın uzantısıydı. (IV) Bu alanda işime yarayan ve kolayca ulaştığım
ilk metin, Gılgamış Destanı oldu. (V) Yunan mitolojisindeki en önemli
karakterlerden Zeus'un oğlunun yani yarı tanrı Heraklis'in uzantısı. (VI)
Heraklites'in serüvenlerini birazcık kazıdığınızda karşınıza çıkan bu
karakter, Kral Gılgamış'tan başkası değildir.
Bu parçanın anlam bütünlüğünü sağlamak için
numaralı cümlelerden hangileri yer değiştirilmelidir?
A) I. ve III
II. ve V. C) III.
ve IV. D) IV. ve V. E) V.
ve VI.
22. Yunus'un duru ve yalın Türkçesi gibi,
şiirlerindeki duygu ve düşünceler de ölümsüzdür. Anlatmak istediği duygu ve
düşünceler bugün de sıcaklığını ve önemini koruduğuna göre onun dizelerinin
taşa yazıldığını söylesek yeridir sanırız. Aslında bunlar bile yeter Yunus'u
anlatmaya ama dahası var: Tutuculuğa, ahlâksızlığa karşı çıkan ve bunları dile
getiren bir ozandır Yunus. Kavgaya, düşmanlığa, insanın insana zulmüne
karşıdır. Her millete, her insana aynı gözle bakar. Bunları dile getirirken de
sözünü esirgemez.
Bu parçada Yunus Emre ile ilgili
olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
A)Şiiriyle
kalıcılığı yakaladığına
B)Süslemeden
uzat ve anlaşılır bir dil kullandığına
C)Tüm
uluslarca çok sevildiğine
D)Barıştan
ve dostluktan yana olduğuna
E)İnsana
bakışında evrensel özellikler taşıdığına
23. Suç, insan ruhunun
karmaşık yapısını açıklayabilmek için bir romancıya sayısız ipucu verir. Bu
nedenle romanı, "insan ruhunda yapılan bir kazı olarak" tanımlarsak
bu arkeolojik kazıda suçu merkeze almaktan daha akıllıca bir çalışma
düşünülemez. Kaldı ki bir yazar yani bir romancı, günümüzde olduğu gibi, suç
çağında yaşıyorsa, yazarın, gizem yüklü suçu ele alan romanlar yazmasından
daha doğal ve mantıklı ne olabilir ki...
Bu parçada aşağıdakilerden
hangisinden söz edilmektedir?
A)Suçun çağlar boyu
insanoğlunun çok yakından ilgilendirdiğinden
B)İnsanın
doğuştan suç işlemeye yatkın bir varlık olduğundan
C)Bir
yazarın romanlarında suç olgusuna niçin yer verdiğinden
D)İnsanın
çözümlenmesinde suçun nedenlerinin tam olarak bilinmediğinden
E)Suçu
konu alan romanların diğerlerinden çok ilgi gördüğünden
24. (I)
Agatha Christie'nin cinayet romanlarından yola çıkarak onun yazarken
eğlendiğini söyleyebilirim. (II) Sha- kespeare'in ve Dostoyevski'nin ise o
kadar eğlendiğini sanmıyorum. (III) Öyle olsaydı Hamlet de, Raskolnikov da bu
denli derin, bu denli karmaşık ve bu denli trajik karakterler olmazdı. (IV) iyi
yazarların tümü için söyleyebileceğim bir gerçek var. (V) Bu gerçek, cinayet
metinlerini kaleme alırken hepsinin hem kati! hem de kurban kimliğine
bürünmeleridir. (VI) Çünkü öldürme anı ve ölüm anını hissetmeden hiçbir yazar,
iyi bir cinayet romanı yazamaz. (VII) Bunu çok iyi hissedip yansıttıkları için
bugün Shakespeare, Agatha Christie ve Dosto- yevski çok iyi cinayet romancıları
kabul edilmektedir.
Bu parça ikiye bölünmek istense
ikinci paragraf hangi cümleyle başlamalıdır?
A) II.
B) III.
C) IV.
D) V.
E) VI.
25. Bireyin
çelişkilerini, zayıflığını ve gücünü, tutkularını, çılgınlıklarını ortaya
koyan; insanın ruhunu çırılçıplak sayan yazılardır bunlar. "Geceyarısı
Şarkıları", aşkları, acıları, özlemleri anlatırken aslında kadınları
anlatıyor Ahmet Altan, sevdiği, taptığı; ama korktuğu kadınları, hüzünle,
coşkuyla, tutkuyla, sevecenlikle anlatıyor. İnsan ruhunun derinliklerine
iniyor, kendimizden bile gizlediğimiz pişmanlıkları, özlemleri su yüzüne
çıkarıyor, kendi kendimize hesap sorduruyor.
Aşağıdakilerden hangisi bu
parçada sözü edilen yapıt ve yazarlarıyla ilgili bir özellik değildir?
A) Bireyi karşıt
durumlarıyla anlatan
B) İnsanın
iç çatışmalarını çok yönlü işleyen
C) Kişiyi
kendisiyle yüzleştiren
D) İnsanın
iç dünyasını apaçık ortaya koyan
E) Sorunları
çözmenin yollarını gösteren
26. Polisiye
roman, okurunu romana katar, onun zekâsını alttan alttan sınar ve onu uyanık
tutar. Yazar kendi roman kurgusuna güveniyor ve kurguda hile yapmıyorsa bu
durumda yapıt, okur için daha da keyif verir. Çünkü okur da yazarla aynı
bilgilerle eşit olarak olayı çözmeye koyulur ve bunun için ter döker. Bunu
başaran okur hem keyifli bir beyin jimnastiği yapmış olacak hem kendilerinden
hoşnut olma ödülünü kazanacak hem de ölme, öldürme, korku gibi insani duygular
üzerine düşünmüş olacaktır. Bu duyguları biraz da kendi içinde yaşayacaktır.
Bu
parçada "polisiye romanlar" ile ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Okurda
büyük bir merak uyandırdığına
B) Çok
kısa sürede soluk soluğa okunduğuna
C) Okurun
bilinç düzeyini dolaylı da olsa sınadığına
D) İnsana
özgü birtakım gerçekliklere parmak bastığına
E) Okura
aynı anda farklı duyguları yaşattığına
27. Düzyazı
türleri olan roman, öykü, deneme bir başka dile çevrildiğinde iletisini korur.
Oysa şiir...... Ancak o dilde okunmak koşuluyla bir güzelliğe sahiptir ve
vardır. Çünkü şiir, dilin özüdür, tadıdır. Bırakın başlıca dili, aynı dilde
bile başka biçimde yinelendi mi şiir kendisi olmaktan çıkar.
Bu parçada boş bırakılan yere
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) yoruma
açık bir edebi yapıttır.
B) yalnızca
yazıldığı dilin ürünüdür.
C) kendine
özgü kuralları olan bir türdür.
D) düzyazı
türlerinden farklı özellikler içerir.
E) defalarca
okundukça tat veren bir özellik taşır.
28. Bu
işbirliğinin ortaya konacak yapıta, yani sinema filmine, büyük yarar sağladığı
ya da sağlayacağı su götürmez bir gerçektir. Çünkü aynı yönetmenle uzun süre
çalışan yazar, yazdığı sahneyi, yönetmenin nasıl gerçekleştirebileceğini
kestirebilir. Yönetmen de yazarın duygu ve düşüncelerini sezer kişileri nasıl
gördüğünü, yazarın neyi anlatmak istediğini kolayca anlayabilir ve
yorumlayabilir. Bu uzun süreli işbirliği, artık bu yazar ve yönetmeni tek bir
kimlik potasında erittiği için aradaki ufak tefek farklılıkları da sorun
olmaktan çıkarır.
Bu parça
aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir?
A) Aynı
yazarın, aynı yönetmenle uzun süre birlikte çalışmasının ne gibi yararları
vardır?
B) Bir
romanın sinemaya aktarılmasını doğru buluyor musunuz?
C) İyi
bir yönetmenin iyi bir yazardan yardım istemesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
D) Yönetmenin
ve yazarın farklı dünya görüşlerine sahip olmaları sinema yapıtlarında önemli
midir?
E) Yazar
ve yönetmenin uzun süre aynı konuları ele almaları bir eksiklik midir?
29. Topkapı Sarayı'nda
17. yüzyılda iki ünlü kişi vardır: Biri padişah üçüncü Murat, diğeri sarayın
süslemesini yapan Nakkaş Osman. Üçüncü Murat, görevi gereği, devleti,
insanları yönetti ve tarihe yön verenlerden biri oldu. Nakkaş Osman ise
çizgilere, renklere, desenlere hükmetti ve sayısız yapıta can verdi. Üçüncü
Murat o tarihte her şey; Nakkaş Osman ise belki de hiçbir şeydir. Bugün ise
Topkapı Sarayı'nda Üçüncü Murat'ın izi bile kalmazken nakışları sayesinde
Nakkaş Osman, o sarayda ölmemiş gibi yaşıyor.
Bu parçada
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Siyasi başarılar,
tarihsel süreçte kalıcı değildir.
B)Sanat
ürünleri geçmişi aydınlatmada önemli bir işleve sahiptir.
C)Geçmişi
yaşatan ve kalıcı kılan, tarih değil sanat yapıtlarıdır.
D)Sanatçılar,
devlet adamlarından daha renkli insanlardır.
E)Tarihi
değerlerin yanında sanat yapıtlarına da gereken önem verilmelidir.
30. Öykü ya da roman
okuru bir yapıtı okurken yazarından bağımsız hareket edebilir. Hatta bir bölümü
herhangi bir nedenle yeniden okumak için durabilir ya da kendisine ilginç
gelmeyen bir bölümü atlayabilir. Ancak sinema izleyicisinin yazarına, yani
senaryo yazarına, büyük sorumluluk ve görev yükleyen bir özelliği vardır. Bu
nedenle senaryo yazarının, roman yazarından farklı bir kaygısı vardır. Bu
kaygı da senaryonun yani öykünün, sinemaya ya da televizyona uygunluğudur. Buna
dikkat edilmezse aradığını bulamayan izleyici kendine sunulan bu yapıtı kabul
etmez.
Bu parçada
asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A)Her
yapıtın kendine göre bir okuma tekniği vardır.
B)Kitap
okuru ile sinema izleyicisini birbirinden ayıran belirgin özellikler vardır.
C)Sinema
seyircisi, kitap okuruna göre ayrıntıya daha çok önem verir.
D)Roman
ya da öykü okurları sinema izleyicisine göre daha hoşgörülüdür.
E)Senaryo
yazarı, roman ve öykü yazarından farklı çalışmak zorundadır.
CEVAP
ANAHTARI:
1-D 2-D
3-B 4-A 5-A
6-D 7-A
8-B 9-E 10-A
11-C 12-D
13-E 14-D
15-D
16-D 17-B
18-B 19-E 20-D
21-C 22-C
23-C 24-C
25-E
26-B 27-B
28-A 29-C 30-E
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder