27 Mart 2013 Çarşamba

Milli Edebiyat Döneminde Saf (Öz) Şiir



Milli Edebiyat Döneminde Saf (Öz) Şiir


Millî Edebiyat döneminin etkili olduğu yıllarda Yahya Kemal ve Ahmet Haşim başta olmak üzere saf (öz) şiir anlayışına uygun şiirler yazan sanatçılar vardır. Bunlar dönemin yaygın anla­yışı olan hece vezniyle, yalın bir dille, devrin gerçeklerini, hal­kın sorunlarını dile getiren şiirler yazmak yerine, sanat değeri yüksek saf (öz) şiire yönelmişlerdir.

Bu iki şair, Yeni Lisancılar ola­rak bilenen şairlerden ayrı bir yol izler. Hece vezninin yaygın biçimde kullandığı bu dönemde onlar aruzla şi­ir yazmayı sürdürür. Ahmet Haşim’e göre şiir, nesre çevrilme olanağı bu­lunmayan nazımdır; şiir musiki ile söz arasında, söz­den çok musikiye yakın, ortalama bir dildir. Fecr-i Âti topluluğundan gelen Ahmet Haşim, ”sanat için sanat” anlayışıyla şiirler yazar. Amacı saf ve güzel şiirler yaz­maktır. Onun şiirleri, hiçbir şeyin aracı değildir.
Yahya Kemal ise şiirin, nesirden bambaşka bir nitelik­te, musikiden başka türlü bir musiki olduğu görüşün­dedir. Batı’da gördüğü “parnasizm” akımından etkilen­miş ve bu anlayışla, divan şiiri anlayışıyla modern şii­rin söyleyiş özelliklerini birleştirerek bir sentez oluştur­muştur. Sade dille ve yeni nazım biçimleriyle yazdığı şiirlerinde de yine biçim kusursuzluğuna, yapmacıksız ve sağlam bir anlatıma önem vermiştir.
Milli Edebiyat akımı, şiiri diğer edebî türlerden ayrı bir yere koyarak “Şiir vicdanî bir keyfiyettir.” demiş ve şiir türüne bir tür serbestlik tanımıştır. Bundan dolayı da parçalı bir özellik taşıyan bu dönem şiirinde Yahya Kemal ve Ahmet Haşim’in liderliğini yaptığı saf (öz) şiir anlayışı, şiirde öğreticiliği ve toplumsallığı reddederek “sanat için sanat” anlayışını benimser.
Saf şiirde sanatçı, şiiri düşüncelerini anlatacak bir araç olarak görmez. Bu konuda Ahmet Haşim, “şiirin asıl amacı duyulmaktır” der ve şiiri “Şiir söz ile müzik arasında, sözden ziyade müziğe yakın bir tür” olarak tanımlar. Şiiri anlam değerlerinden çok ses, ahenk ve müzik olarak gören sembolizm ve parnasizm akımına yakın bir anlayış benimserler.
Saf şiirin temsilcileri toplumsal sorunları işlemek yerine sanat değeri yüksek şiirler yazmayı tercih etmişlerdir. Bu şiir anlayışında sanatçılar, genellikle bireysel konularda şiirler yazmış olsalar da özellikle Yahya Kemal, tarihi konulara da eğilmiş; ancak bu konuları işlerken öğretici bir hava taşımamaya dikkat etmiştir. Sanatçı, tarihi anlayışını daha çok hayranlık beslediği duyguları üzerinden ifade etmiştir.
Milli Edebiyat Döneminde Saf (Öz) Şiirin Özellikleri
  • Bu şiir anlayışında şairin amacı, duygu ve hayallerini anlatmak, bilinçaltındaki düşüncelerini şiirde ifade etmektir.
  • Şiir duyulmak ve hissedilmek için yazıldığından saf şiir, imgelerle yüklü ve kapalı anlatıma sahiptir.
  • Dil anlayışları, Servetifünun Edebiyatına göre daha sadedir, gerekmedikçe yabancı kelimelere başvurmazlar.
  • Şairler tema bakımından sınırlandırılamaz; ancak şiiri şiir olmaktan çıkaran ve bir düşüncenin anlatılmasına imkân veren temalar da işlenmez.
  • Şiirde ahenk ve ritim önemsenmiş, şiirler aruz ölçüsüyle yazılmıştır.
  • Yahya Kemal ve Ahmet Haşim bu şiir anlayışının Milli Edebiyat Dönemindeki temsilcileridir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder